FIKIH konusunda en çok merak edilenler
Kendisinde bu gibi abdest bozucu bir özür bulunan kimseye ise, sâhib-i özür (özür sâhibi) veya ma’zur (özürlü) denir. İnsan tabiatına aykırı düşen bu uygulamayı Cenab-ı Hak hem açık emirle, hem de Peygamberi üzerinde fiilen tatbik etmekle kaldırdı. Öyle ise, hocaefendilerin verdikleri farklı cevaplar yanlış değildir. Birileri, İmam-ı Azam’ın görüşünü anlatarak “olmaz” demişler. Ötekileri de iki imamla İmam-ı Şafi’nin görüşünü esas alarak “olur” demişler. Buna göre eğer, köpeğin bastığı kar –başka yol olmadığı için ve bütün çabalarımıza rağmen- bize sıçradıysa, buna ruhsat nazarıyla bakılabilir. Yok eğer, köpeğin gittiği yoldan başka bir yerden gitme imkanı olduğu halde –herhangi bir korunma tedbiri almadan- köpeğin yakınından geçtiysek bu necis olur, ruhsatın dışında kalır. Kışta necis de olsa çamurlu yollarda -sakınması mümkün olmayan- şeylerden de ruhsat vardır. Ancak kişi kendisi yere düşerse bu takdirde necis olur.(el-Fıkhu’l-İslamî, 1/174). Denilebilir ki, köpeği necis gören Şafii alimlerine göre, domuzun etini yasaklayan Allah, köpeği de necis sayar. Bunların bizce bilinmeyen bazı hikmetleri olabilir. Yahudilere cumartesi günü balık avlama yasağını koyan Allah, köpekle de bizi imtihan edebilir.
Herhangi bir malı sigorta ettirip bir kazaya uğraması hâlinde sigortaya ödettirme işi, son iki asırdır İslâm âlemine de girmiş bulunmaktadır. İnsanlar, çok eski zamanlardan beri vücutlarının çeşitli yerlerine dövme yaptırmışlardır. Hanefiler(1) namazda sesli gülme ile kahkahayı birbirinden ayırmışlardır. Hanefilere göre “gülmek” sadece kendisinin duyabileceği kadar olan harekettir. Bu şekilde gülmenin hükmü sadece namazı bozmuş olmaktır. Buna göre, günün bütün saatlerinde istediğiniz zaman ezbere veya yüzünden Kur`an okur ve dinleyebilirsiniz… Kerahet vakti sadece namaz kılınmaz, diğer bütün ibadetler yapılır. Bu üç vakit, Güneş doğduktan sonra kırk beş dakikalık süre, öğle saatlerine yakın Güneş tam tepede batıya doğru geçişe başlamadan, bir de Güneş batarken… Meselâ; bir özür sâhibi sabah namazı için vaktinde abdest alsa, bu abdesti sabah namazının vaktinin çıkmasına kadar muteberdir. Vaktin çıkmasıyla, yani, güneş doğmasıyla abdest bozulur, hükmü kalmaz. Özürlü olduğunu tesbit eden kimse, her namaz vakti için, ayrı abdest alır, o vakit için aldığı bu abdestle dilediği kadar nafile veya kaza namazı kılabilir.
- İbadet için kiliseye ve camiye giden dinsiz biri için, (Bu adamkiliseye gidiyor) dense, (Camiye gittiğini görmüyor musunuz?) demek ne kadaryanlış olur.
- Hüküm Allah’ındır ve Allah’ın hükmü mutlak âdildir.
- Toprak, ayaklar altında çiğnense de bütün mahlûkâta cömertçe ikram hâlindedir.
Çünkü, imam olan insan namaz esnasında üzerine cemaatin mesuliyetini yüklenmektedir. İmam aynı zamanda cemaatin rehberi ve kılavuzu olmaktadır. Bu vazifenin bir peygamber mesleği olduğu devamlı hatırda tutularak, ona göre titiz ve ihtiyatlı davranılmalıdır. Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, insanların birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Bu birlik ve beraberliğe çağımızda daha da muhtacız. Birlik ve beraberliği zedeleyen etkenlerden birisi de, insanların birbirleriyle ilişkilerini kesmeleridir. Olası dargınlıkları, toplumun diğer fertleri, körükleme yerine, uygun bir biçimde bitirmeyi amaçlamalıdır. Müminler, misyonlarının ifsat değil ıslah olduğunu asla hatırdan çıkarmamalılar. Müslümanlar, aralarında dargınlığa varacak söz ve davranışlardan sakınmalıdırlar. Her şeye rağmen aralarında dargınlık vukû bulursa, dargınlıklarını gidermeye, anlaşmazlıkları çözmeye gayret etmelidirler. Resûlullah (asm), İslâm toplumunda da insanlar arasında türlü geçimsizliklerin çıkacağını bilerek, müminlere kesinlikle üç günden fazla birbirlerini terketmemelerini emretmiştir. Müminlerin birbirlerine üç günden fazla küs durmalarının, onları kin, nefret, buğz duygularıyla donatacağına ve doğal olarak zıtlaşmanın çatışmalara dahi yol açacağına dikkat çekmiştir.
Edep; akıl ve hikmete muvafık hareket edip, Cenab-ı Hakk’ın emrettiği gibi yaşamaktır. Hayâ ise, utanma ve ar duygusu olup, utanç verici durumlardan sakınmak ve nefsin süfli arzularını terk etmektir. “Kendi nefsi için arzu ettiği bir şeyi, din kardeşi için de arzu etmeyen kimse gerçek mü’min olamaz.” (Buhârî, İman 7). “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların zarar görmediği kimsedir.” (Buhârî, İman 4, 5). “Hiçbiriniz kendi nefsiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için etmedikçe iman etmiş olmaz.” (Buhârî, imân, 7). Kendi kaybına değil de, başkalarının kazancına üzülenler, ticaret bilmezliğin en ileri örneğini sergilerler. Bunlar, kıskançlığın kıskacında kıvranan birer zavallı. İhtiyaçlarınızın karşılandığı ortaya çıkınca hased olunursunuz. Bu tür konularda aşağıdaki ayet-i celile bizim rehberimiz olmalıdır. Tavrımız, niyetimiz, üslubumuz, bu ilahî mesajın çerçevesinde şekillenmelidir. Mesela savaş esnasında düşman askerine “Kralınız öldü” denilirken, bununla düşmanın daha önceki krallarından birisi kasdedilmesi gibi.
Buradatedbirsiz iş yapan ayıplanıyor, hâşâ Allahü teâlâiçin bir şey denmiyor. Lebbeyk,(Efendim, buyurun, emret, emrine hazırım) demektir. Din kitaplarında Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhive sellem”, her çağırana (Lebbeyk) diyerek cevap verdiği bildiriliyor.(Allahümme lebbeyk) demek de, (Buyur ya Rabbî, emrine hazırım Allah’ım)demektir. Allah için söylenince, (Yalnız seni sever, yalnız sana kulluk ederim)anlamına da gelir. Bunlarısöylemek kesinlikle küfür değildir. Bunlardan daha ağırı ise, bir kimseyehakaret için kâfir demektir.
2018 yılında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Halen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, İslam Ekonomisi ve Uluslararası Finans bölümünde doktora tez çalışmasını yürütmektedir. Başbakanlık Müsteşarlığı’nca belirlenen yatırım araçlarında yatırıma yönlendirilir. • Yıl içinde ödenen katkı paylarının toplamının devlet katkısının yıllık üst limitini aşması durumunda, aşan katkı payları için takip eden takvim yıllarında Devlet Katkısı ödenmesi sağlandı. 2023 yılı Ocak ayı itibariyle, limit aşımına uğrayan sözleşmeler için devlet katkısı hesaplandı. AXA Hayat Ve Emeklilik katılımcıları planlarına tanımlı tüm AXA fonlarını seçebilirler.
Riya olmaması için ibadeti gizlemek caizdir. Onun için (Kabahat dagizli, ibadet de gizlidir) denmiştir. Bunun gibi atasözlerinin çoğu bir hadis-işerife dayanmaktadır. (Haya elbisesine bürünenin aybı görülmez. Duyuluncahoşlanılacak şeyleri yap! Kimsenin duymasını istemediğin ve duyuluncainsanların hoşlanmıyacağı şeylerden kaç!) buyurulmuştur. Yani dost düşmanın ayıplıyacağıkötülükleri yapmamalıdır. Eliyağlı karalılar, (Gemisini kurtaran kaptan) sözüne de saldırıyorlar. Halbuki busöz, hadis-i şeriflere ve âlimlerimizin bildirdiklerine aykırı değildir, çokgüzel bir sözdür. Atalarımız aynı anlamda, (Önce can, sonra canan) demişlerdir.Can kurtarılmadan canan kurtarılmaz.
Böyleönemli bir konuda yazı yazınca, bilenlere, güvendiği kimselere sormalı, onlarınonayını almalı. Hele böyle dinî konularda çok dikkatli olmalı. Yetkisizkimselerin dinî konularda yazması zaten uygun olmaz. Haydi haddini bilmeyiphazırlamış olsa bile, bilenlere gösterip onların onayını almalıydı. Çünküsıradan biri bile bu yazıdaki yanlışları rahatça görebilir. Mesela, (Çağırankimseye lebbeyk demek küfürdür) deniyor. İnsan bu kelimenin mânasını bilmiyorsasözlüğe bakar veya bilen birine sorar, öyle yazar. Bu kadar sorumsuzca yazıyazmanın vebali büyüktür. Harama helâl, helâle haram veya normal bir söze küfürdemek çok tehlikelidir. Allahü teâlâ, (Şefaat yoktur) derken, (Şefaat eder) demek, Allah’ıyalancı çıkarmak olur.
Baktığı takdirde kendi haline şükretmeye vesile bulur. Hased edenler hiçbir zaman arzularına kavuşamamış ve kimseden saygı görmemişlerdir. Hased insanın sinirlerini bozar, ömrünün azalmasına sebep olur. “Hased etmekten çok sakın. Çünkü hasedin sana olan zararları, hased ettiğin kişininkinden daha önce ve daha çok olur.” Bir Müslümanda bulunan bir nimetin ondan gitmesini istemeyip, kendisinde de o nimetin bulunmasını istemek hased değildir. Kıskançlık kinin, kin de öfkenin neticesidir.